Tarih: 30 Ağustos - 3 Eylül 2006
Yer: Marmaris (Yeşilova ve Hisarönü Körfezleri)
Kaptan: Erdoğan Şahin
Mürettebat: Muharrem Bayıraş, Necmi-Nurper-Özgür Özkan, Serap Tarakçı, Candan Sertçeoğlu
Tekne: Beneteau 351, Bora
Marmaris Netsel Marina-Bozukkale-Dirsekbükü-Söğüt-Bozburun-Bencik-Emel Sayın Koyu-İnbükü-Selimiye-Marmaris Netsel Marina
Sevgili Denizseverler,
Çok keyifli bir seyrin ardından yeniden sizlere yazıyorum. Paylaşmak keyif verirken, denizden uzak kalanların özlemini depreştirdiğimi düşünerek üzülüyorum.
30 Ağustos Çarşamba günü öğle saatlerinde Marmaris Netsel Marina'dan çıkışımızı yaparak Bozukkale'ye doğru yol aldık. Hava müsait olduğundan marinadan ayrılır ayrılmaz bastık yepyeni yelkenleri. Yol yorgunluğunu silip süpürdü lacivert deniz, mavi gökyüzü (Bkz. DSC04801). Bozukkale'ye vardığımızda güneş batmak üzereydi. Koyun girişindeki ilk restoran Ali Baba'ya tonozla bağlandık. Biraz serinlemek amaçlı atladık suya, sonra da çıktık Bozukkale'nin bozuk surlarına.. O ne güzel manzaradır öyle, insanın huzur bulduğu, denizi içine çektiği, teknelerini yukarılardan seyrettiği (Bkz. DSC04841).. Eğer yolu bulamazsanız George'dan rica edin size tepeye kadar eşlik eder. Nefis bir pointer. Denizde bile sizinle yüzebiliyor. Restoranın tek sorunu akşam saatlerinde kullandığınız tuvalet. Kapıda kullanılan ahşap yanyana pek oturmadığından dışarıya bayağı bir frikik veriliyor. Dikkat diyorum!
31 Ağustos sabahı önce Dirsekbükü ardından Söğüt'e yol aldık. Söğüt'te ikmal yapma imkanı mevcut. Biz sadece denize girip Bozburun'a doğru yelken yaptık. Hava 25 knot'a kadar çıkarak Mercan fırtınasını haber veriyordu. (Bkz. DSC04819) Fazla bayılmamak, süratimizi arttırmak ve dümene rahatlık kazandırmak amacıyla önce birinci camadanı ardından ikinci camadanı vurduk, cenoayı da küçülttük. Gerçi insanın bayılası gelmiyor değildi hani, biraz adrelanin fena olmuyor :-))
Bozburun, Symi'yi andıran ve bizce Symi'den daha da güzel olan bir kasaba (Bkz. DSC05005). Milliyetçilik, ne de olsa her Türk'ün kanında vardır! Küçük bir liman mevcut. 25 YTL'ye hem barınabilir hem de elektrik-su imkanından faydalanabilirsiniz. Minibüslerle Marmaris'e kadar gidebiliyorsunuz. Gece hava patlayınca ertesi günü de bağlı geçirmeye karar verdik. Ve oturup toz yutmaktansa çevreyi gezelim dedik. Minibüsle Turgut Şelalesi'ne gittik. Karayolunun manzarası muhteşem. Şelale küçücük olmasına rağmen havanın serinliği ve ortamın yeşilliği içinizi ferahlatıyor (Bkz. DSC05038).
Hava sakinleyince Hisarönü Körfezine doğru yola çıktık. Genelde yelken seyri yapmamıza rağmen koyları gezebilmek amacıyla bir süre motorla kıyı seyrine döndük. Akşama doğru ise Selimiye'ye doğru yol aldık. Bugüne kadar oraya gitmediğime çok pişmanım. Hayran kaldım. Sanırım tepeler bir süre önce yanmış, neyseki koyun girişindeki ormanlık alan duruyor. Biz Sardunya Restoran'a bağlandık (Bkz. DSC5069). Fakat Sardunya gibi önüne bağlanabileceğiniz birçok restoran, hatta pansiyon mevcut. Akşam yemeğinde yan masamızda Sadun Boro ve eşi yemek yiyorlardı, fakat arkası bize dönük olduğundan ancak giderken farkına vardık ve ne yazıkki sohbet etme şansına sahip olamadık. Gerçi ben biraz takip ettim ne tarafa gidiyorlar diye ama manyak sanmasınlar diye vazgeçtim!! Yaptığımız sohbetler sonucunda anladık ki Bozburun halkı Selimiye ve halkından hiç hoşlanmıyor. Aslında anlaşılır bir durum. Selimiye'de konaklayan birçok insan varken, Bozburun oldukça sakin. Biz kimseyi kırmadık iki tarafta da bulunduk :-))
3 Eylül pazar sabahı erkenden dönüş yoluna koyulacakken, bizleri büyüleyen dinginlik ile biraz daha vakit geçirmeye karar verdik. Aslına bakarsanız karar vermedik, bir baktık zaman geçivermiş (Bkz. DSC05072). Düşünebiliyor musunuz deniz göl gibi, en ufak bir hareket yok, sağınızda solunuzda capcanlı begonviller, su kenarında yüzen ördekler, yeni uyanmaya başlayan bir doğa (Bkz. DSC05079).. Yazarken bile yüzümde mutlu bir gülümsemeye yol açan bir yer. Ne kadar şanslıyız ki böyle bir kıyı şeridimiz, su sevgimiz, imkanımız mevcut.
Bu kadar sözden sonra mutsuz döndüğümüzü sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çok keyifli bir biçimde, yaşadıklarımızın tadını sonuna kadar çıkararak, yeniden gidebilmek ümidiyle, şarkılar söyleyerek, huzur içerisinde döndük Marmaris'e ve tabi ki ardından Ankara'ya (Bkz. DSC05157).. Yeni dostlar kazandık, başta Erdoğan Kaptan teknesi Bora ile..
Fikri sunan, uğraşan, gerçekleştiren, gelen, paylaşan, bu uzun yazıyı okuma zahmetine katlanan herkese bolca teşekkür.. Yeni bir seyirde, yeni denizcilerle biraraya gelmek ümidiyle sevgi ve saygılarımı sunuyorum..
N. Candan Sertçeoğlu